Kürt siyasi örgütleri kendilerine doğal olarak eğilim gösteren gözü kanlı istihbarat unsurlarına karşı koruma gayreti, çabası içine girmedikleri, sızmaları tespit edip vaktinde etkisiz hale getirmedikleri sürece maalesef Dr. Kasimlo, Dr. Şerefkendi, Sakine, Salih olaylarına daha çok şahit olacağız. Uyarmak bizim görevimiz. Gerekenleri yapmaksa partilerde sorumlu olduklarını iddia edenlerin. Kümes açık bırakılırsa tilki boğazlar. Suçlu olan tilki değil, kapıyı açık bırakandır.
Salih Müslim’in Çek Cumhuriyeti’nde göz altına alınış haberi Çekya’dan 1450 km uzaklıkta bulunduğum İtalya’da beni derinden sarstı. Trajik olayı duyuran, Çek haber ajansı görevlisiydi. Konuyla ilgili görüşümü almak isteyen sorusuna cevaben :” Bu olaydan, ta buraya kadar istihbaratçıların pis kokusu geliyor, yeni kurulan hükümet oyuna gelmesin” i sürmanşete aldırtıp hemen Çekya’ya döndüm.
Yol boyunca çok sayıda uzman, gazeteci, olayı yakından bilen veya şahit olan Kürtlerle konuştum. Pazartesi sabahı vardığım Prag’da doğrudan mahkeme önünde yapılan spontane gösteriye gittim.
4 gün süren yoğun araştırma, görüşme, izleme sonucu vardığım sonuç; 9 Ocak 2013 de Paris’te üç Kürt savaşçı kadının uğradığı kanlı saldırının analojik tablosunun kaba hatlarını ortaya çıkardı.
Salih Müslim’i Çekya gibi sosyalizmden kapitalizme geçiş sürecini yaşayan hukukun işlemediği, polis devletinin bütün izlerini taşıyan, derin devletin hükmettiği bir ülkeye “ikna” ederek getirenler kim veya kimlerdi? Ne “gariptir ki” onun Çekya’ya gelmesini sağlayanlardan bir-ikisi onun gözaltına alınmasından sonra Mahkeme önünde gösteriyi organize eden kişiler arasında da yer alanlardılar!
Üzerinde bir dizi soru işareti barındıran avukatı/avukatları da (ki 48 saat içinde değişen 2 avukatı da daha stajyerlik dönemlerinden yakinen tanıyorum) büyük bir ihtimalle bulan, tutan, basının bilgilendirilmesi için dahi avukatın ismini/isimlerini tüm ısrarlara rağmen son ana kadar gizleyen, basının bilgilendirilmesi önünde duvar ören kişi/kişiler da aynı şahıslardı.
Ki basının bilgilendirilmesi gözaltına alınan kişinin avukatı olmanın getirdiği bir sorumluluk, yüklenilen bir görevdir ve basın o süreçte Sayın Salih Müslim’in özgürlüğüne kavuşabilmesi için var olan en etkili araçlardan birisiydi.
Çek Cumhuriyeti’nin uluslararası ceza hukukunda simge olmuş uzman-avukatlarının gönüllü olarak grup halinde (Komünist Partisi Başkanı , parlamento başkan yardımcısı, hukuk alanında saygınlığıyla tanınan şahıs ta dahil) olayı üstlenmelerini engelleyenlerde aynı isimlerdi.
Salih Müslim tüm bu engellemelere, mayın tarlasının içine sürüklenip orada ona yardım elini uzatanların durdurulmak istenmesine rağmen dünyanın farklı ülkelerindeki kadim Kürt dostlarının ve yeryüzünün dört bir yanından sesini yükselten demokratlar, yollara dökülüp Prag’a gelen kitle sayesinde özgürlüğüne kavuştu.
Gözlemlerim, izlenimlerim, 4 gün yaşadıklarım ben de tüm acılarıyla üç onurlu Kürt savaşçısı kadının Paris’te gaddarca katlini çağrıştırdı.
Çek Cumhuriyeti’nin eski istihbarat şefinin basına son derece cesurca verdiği bilgilere, röportajlara bakmak bile konuyu anlayabilmek için kâfi.
Bu kişilerin 4 günlük süreçteki her zaman dilimi üzerine başlı-başına detaylı makale yazılabilinecek kadar done var.
Kürt siyasi örgütleri/partileri kendilerine doğal olarak eğilim gösteren gözü kanlı istihbarat unsurlarına karşı koruma gayreti, çabası içine girmedikleri, sızmaları tespit edip vaktinde etkisiz hale getirmedikleri sürece maalesef Dr. Kasimlo, Dr. Şerefkendi, Sakine, Salih olaylarına daha çok şahit olacağız.
Uyarmak bizim görevimiz. Gerekenleri yapmaksa partilerde sorumlu olduklarını iddia edenlerin. Kümes açık bırakılırsa tilki boğazlar. Suçlu olan tilki değil, kapıyı açık bırakandır.
Leave A Comment